Gagavuz adı, gök sözcüğünden gelen gaga ( ağa ) sözüyle Oğuz ( uz ) adının birleşmesinden meydana gelir, bunun için de bu Türklere Gök-Oğuz denilebilir.
Yaşar Nabi Nayır
Oğuz kökenli Gagavuzlar, bugün başta Gagavuz Özerk Cumhuriyeti olmak üzere, Ukrayna, Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, Kazakistan, Beyaz Rusya, Özbekistan, Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Litvanya ve Estonya’da varlıklarını sürdürmektedirler. Mübadele sonrası Edirne Havsa’dan Yunanistan – Orestiada’ya göç etmek zorunda kalmışlardır. Bugün Gagauzların toplam sayıları bilinmemekle birlikte yaklaşık 300 bin nüfusun Gagavuzya’da yaşadığını biliyoruz. Fakat anlaşıldığı üzere tam göçebe Türk kanını taşıyorlar.
Bu bölgenin başkenti Komrat’tır ve Komrat, Çadır-Lunga ve Vulkanesti olmak üzere üç ana ilçeden oluşur. Diğer önemli şehirleri ise; Kongaz, Beşalma, Ayarmadır.
Ana dilleri Gagavuzca’dır. Gagavuzca, Oğuz grubuna bağlı bir Türk dilidir ve Türkiye Türkçesi’ne, özellikle Rumeli ağızlarına oldukça yakındır. H harfini onlar da söylemez. Bu nedenle Gagavuzya’da dil konuşunda biz Türkler sıkıntı yaşamıyoruz. Bana Doğu Karadeniz’de sıklıkla kullanılan “uşak”, “haçan” ve “bıldır” kelimelerinin Gagavuzcada da aynı anlamda kullanılması olması enteresan geldi.
Bugün Gagavuz Özerk bölgesinde Gagavuzca, Moldovaca ( rumence) ve Rusça resmi dil olsa da benim gördüğüm kadarıyla herkes Rusça konuşuyordu.
Gagauzlar Ortodoks Hristiyan inanca sahip etnik Türklerdir. Ortodoks Hristiyanlığı benimsemiş olmaları, onları diğer Türk topluluklarından ayıran belirgin bir özelliktir. Dillerinde sürekli Allah korusun, Allah yazdıysa bozsun gibi kelimeleri duymak ilginçti doğrusu. Hatta Gagavuzların Türk olmayan Hristiyanlara “gavur” dediklerini duymuştum.
Müzik çalgıları olarak kemençe, gayda, kaval kullanmaları, en çok oynadıkları halk oyunun adının “horu” olması da çok tatlı. Halk türküleri, masalları neredeyse aynı biz. Kurban Bayramı gibi dini bayramlar ve Hıdırellez gibi geleneksel günler coşkuyla kutlarlar. Güreş gibi milli sporlar da önemli bir yer tutar. Anlayacağınız aynı biz Türkler gibi.
Denk gelemedim ama görmek istediğim bir uygulamadan söz etmek isterim. Burada cenazelerde vefat eden kişi açık vaziyette gezdiriliyor. Çiçekler içinde ve göğsünde bir haç ile, sokaklarda gezdirilirken arkasından insanlar yürüyor. Öğleden sonra cenazeler defnederken cenaze yakınları boyunlarına peşkir denilen bezi bağlarlar. Enteresan değil mi, ölen kişinin yüzü açık sokak sokak geziyormuş. İşte bu bizim adetimiz değil.
14. yüzyıl sonlarında Gagavuz Beyliği Osmanlı yönetimine girmiştir. Osmanlılar, Gagavuzların kendi inançlarında özgürce yaşamasına izin verdi.
19. yüzyılın başlarında, Rus İmparatorluğu’nun bölgeye gelmesiyle de onların egemenliği altında yaşam başladı. Bu dönemde alfabe Kiril olmuş, dil de Rusçaya dönmüş.
1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Moldova bağımsızlığını ilan etmiş. 1994 yılında Moldova Parlamentosu ve Gagauz Halk Meclisi arasında Gagauz Özerklik Yasası hazırlanmış. Bu yasanın imzalanmasıyla Gagauzya’nın özerkliği garanti altına aldılar. Savaşsız özerklik alan tek yer Gagavuzya olabilir. Bu dönemde Süleyman Demirel’in üstün çabaları olmuştur.
Türkiye, Gagavuz Türklerine eğitim, ticaret, sosyal ve kültürel alanlarda önemli destekler sağlamaktadır.
Kişinev’e 100 kilometre mesafede yani çok uzak da değil. Dolayısıyla Kişinev’den sabah çıkıp akşam dönebilirisiniz. Civar ilçeleri ve köyleri gezmek isterseniz bir gece en azından kalmanız daha uygun olur. Biz bir gece kaldık ama sadece Komrat’ta vakit geçirdik çünkü gittiğimiz gün 19 Mayıstı. Bu özel günü kutlamak ile zamanımızın çoğunu geçirmiş olduk. Zaten gezimizin biletini alınca 19 Mayıs’ta orada olacağımızı farkedince o gün orda olmak üzerine bir plan yaptık.
Kişinev’den Komrat’a sık minibüs onların marşrutka dediği araçlar var. Fakat Kişinev merkez otogarından değil SUD Gare’den yani güney otogarından kalkıyorlar buna dikkat edin. Bu nedenle, şehrin merkezinden oraya ulaşmak için yaklaşık 30 dakika harcamanız gerekecektir. 2- 2.5 saat süren bir yolculukla da Komrat’ın merkezine ulaşacaksınız. Günübirlik gideceklere tavsiyem dönüş saatlerini iner inmez sormanız olur.
Kişinev Komrat 70 MDL
Adını siyah at Gagavuzların deyimiyle kömür attan alıyor. Zamanında bölgede siyah atlar yetiştirilirmiş.
Şehir çok küçük hatta birkaç saatte yürüyerek gezilebilirsiniz. Otobüs ile geldiğinizi varsayarak, otobüs durağından sağa dönün ve tepeye doğru ilk sola dönüp Lenin Caddesi’ne, Komrat’ın ana caddesine gidin. Lenin Caddesi’nde güneye doğru ilerlediğinizde, ilk ilgi çekici şey Afganistan’da şehit düşen askerlerin anıtıdır. Onun yanında siyasi baskı mağdurlarının anıtı ve her iki anıtın hemen arkasında Komrat Bölgesel Tarih Müzesi var. Önünde de şehre adını veren siyah atların yer aldığı ” I love you Komrat” tabelasını göreceksiniz.
Caddeden dümdüz ilerleyince de büyükçe bir park ortasında sarı renkteki Vaftizci Yahya Katedralini göreceksiniz. Yolun karşısında ve biraz ilerlediğinizde bu ülkede en çok heykeli olan şahısla karşılaşacaksınız yani Leninle!
Yolun karşısına geçtiğinizde de, Türk Kütüphanesi’nin avlusunda modern Türkiye’nin babası Mustafa Kemal Atatürk’ün büstünü göreceksiniz.
Biz bütün Moldova gezi planımızı 19 Mayıs’ta burada bulunmak üzere yaptık. 1998 yılında TİKA tarafından kurulan, Mustafa Kemal Atatürk Kütüphanesine saat 11.00 sularında girdik. Bahçede çocuklar için satranç turnuvası düzenlenmişti. Kütüphane hakkında bazı bilgileri aldık. Zengin kitap içeriği olduğunu, masraflarının TİKA tarafından karşılandığını, Türkçe dil kurslarının verildiğini sevinerek öğrendik.
Kurtarıcılar parkı içinde Büyük Vatanseverlik Savaşı Anıtı, küçük bir kilise var.
Çernobil Felaketi Kurbanları Anıtı Çernobil’in patlamasının ardından bölgeye götürülen askerler için yapılmıştir. 3000’den fazla Moldovalı asker felaketin izlerini silmek için bölgeye götürülmüş ve 100 kadarı Gagavuzya’danmış. Fakat maalesef çoğu bu zor görevden sağ dönmemişler. Bence çok anlamlı bir anıt …
Buradan geri dönüp pazar yerine gidebilirsiniz. Bu esnada sarı katedralin alt tarafındaki taksi duraklarının orda Derman lokantası ve Turkish cafe yazan iki işletme gözünüze çarpacak. Türkiye’den gelen kişilerin işlettiği Derman büfede biz bir güzel karnımızı doyurduk. Ümit beyden Gagavuzya hakkında bilgiler edindik.
Çeşitli sokaklarda yürüdük ve oradan, Gagavuzların Türkiye’de denkliği olan Komrat üniversitesine doğru yürüdük. Üniversitenin kuruluşunda; Süleyman Demirel’in çok katkıları olmuş. Sadece üniversite değil; barış görüşmeleri sırasındaki katkıları ve şehrin su ihtiyacının karşılanması için yaptığı yardımlar unutulmamış. Kendisini çok seviyorlar ve üniversite bahçesinde bir büstü var. Ayrıca; Puşkin, Haydar Aliyev, Dmitri Kantemir gibi önemli kişilerin büstleri de sıralanmıştı.
Küçük bir pazar yürüyüşü sonrası Kişinev’e dönüş vaktidir. İşte bir gün hatta birkaç saatlik Komrat gezi planı bu kadardı.
Ukrayna’da kalan Gagauz bölgesinde, Moldova sınırında bulunan Bolgrad kasabasının Ortodoks mezarlığında bir Türk öğretmen yatıyor. Bu mezar unutulmuş, otlarla kaplanmış ve bakımsız olsa da koşulsuz bir vatanseverlik örneği.
”Burada Kemal’in üüredicisi(öğretmeni) yatıyor…”
Mustafa Kemal Atatürk Türk kardeşlerinin yanında yer alma ve bölgede Türkiye’nin ağırlığını koyma yolunda önemli bir adım atmıştır. Atatürk Gagauzlara, Rusça ve Romence bilen 80 ilkokul öğretmeni göndermiştir. Bölgede Kemal’in Öğretmenleri diye adlandırılan öğretmenler görevlerini yıllarca sürdürmüştür. II. Dünya Savaşı başlayana dek Gagauzlara Türkçe dersleri vermeye devam etmişlerse de savaş nedeniyle bir kısmı Türkiye’ye dönerken, görevlerinin bitmediğini söyleyenler hizmetlerine devam etmişlerdir.
Sovyet işgali sonrası, öğretmenler Türk Casusu olarak nitelendirilmiş ve 25 yıl ağır hapis cezası ile Sibirya’ya gönderilmişlerdir. Stalin öldükten sonra Kruşçev af çıkarmış olsa da geriye yalnızca bir öğretmen geri dönebilmiştir: Ali Kantarelli!
Kendisi Moldovalı bir hanımla evlenip orada da vefat etmiştir.
*** Ali Kantarelli hakkındaki paragraf alıntıdır.
Umarım yazımı beğenmişsinizdir ve eklemek istediğiniz bir şey varsa yoruma yazın lütfen. Ayrıca bunu yararlı bulduysanız beğenmeyi ve paylaşmayı unutmayın olur mu?
Şimdilik hoşçakalın, hep hoş kalın !
Yeni yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf, video için sosyal medya hesaplarım şurada :
Dİğer yazılarım da hoşunuza gidebilir. Bazılarının linklerini de aşağıya bırakıyorum, herkese keyifli okumalar ve sevgiler…
Transdinyester: Avrupa’nın Gizli Ülkesiyle Tanışın
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.