Moskova metrosu hakkında yapılan Yeraltı Sarayı benzetmesi doğru mu? Yazının sonunda anlayacaksınız. Gidip gördüm ve halen aklıma geldikçe, vay be nasıl yapmışlar burayı, derim.
Hangi akla hizmet edip aralık ayında Moskova’ya gitmeye karar vermiştik, bilmiyorum. Hatırladığım en net duygu soğuktu, ciddi ciddi parmak uçlarımızı donduran bir soğuk. Peki o soğukta şehri nasıl rahatça gezdik dersiniz? Elbet dünyanın en güzel metrosu sayesinde. O yüzden sizlere birkaç ipucu ile metroyu tanıtmak boynumun borcudur.
Haydi şimdi gelin hep beraber Moskova’nın derinliklerine inelim.
Stalin’in 5 yıllık kalkınma planının içindeki bu projeye ülkenin dört bir yanından getirilen kadınlar, erkekler, askerler, mahkumlardan oluşan 80 bin kişi sayesinde 1931 de başlanıp 1935 ‘te kullanıma açılmış. O dönem 13 istasyondan ibaretmiş.
Metro istasyonları aynı zamanda bir sığınak olarak kullanılma amacıyla yapılmış. Hakikaten de İkinci Dünya savaşı sırasında Almanların bombardımanında sığınak olarak kullanılmış. Yaklaşık yarım milyon vatandaş platformda, metro vagonlarında ve tünellerde sığınmış. Kuaför salonu ve halk kütüphanesi gibi çok sayıda olanağa sahip bir yeraltı şehri yaratılılmış yani.
Moskova metrosunun ne kadar harika olduğuna dair bazı söylemleri duymuşsunuzdur. Sovyet hükümeti, Moskova Metrosu’nun inşasında hiçbir masraftan kaçınmamış. SSCB’nin ulusal gelirinin büyük bir kısmını buraya harcadıkları bilinir. Mermer ve değerli taşlarının çoğu Gürcistan ve Rusya’nın Uzak Doğusu gibi uzak yerlerden çıkarılmıştır. Rusya haritasının büyüklüğünü düşününce sadece bu bile muazzam bir iş doğrusu.
Sovyetler Birliği döneminde, tüm sanatlar yalnızca politik ifade biçimi olarak değerliydi. Bu yüzden de 44 metro istasyonu Rus kültür mirası yerlerini içeren süslemelerle bezenmiştir. Bir de Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne (SSCB) adanmış olanlar var ki en sevdiklerimden Belaruskaya ve Kievskaya gibi.
Diğer yandan Sovyet amblemleri ve Lenin ve Stalin’in görüntüleri istasyonların çoğunu süslüyor. Bu yeterince garip değilmiş gibi Rusların metro istasyonlarının ihtişamını hiç önemsemiyor görünmeleri konusu da ilginç doğrusu. Gerçi bir müddet sonra insanın gözü alışıyor ama ta ki bir diğer istasyona kadar.
Moskova Metrosu’nu dünyadaki diğer metrolardan ayıran şey ise sadece istasyonların mimari güzelliği değil, aynı zamanda tüm sistemin dakikliği ve temizliğidir. Yoğun saatlerde, çoğu hattın tren sıklığı 95 ila 110 saniye arasında değişir. Her platformun sonunda bir tren varış geri sayım saati var; geri sayım varış saniyesine kadar doğrudur.
Bir bilet alıp metroya girdiğinizde artık aşağıda hangi renk hatta binerseniz binin bir daha bilet almadan hepsini gezebilirisiniz. Yani ister bir istasyona ister 232’sini gezin farketmez.
Dünyanın en eskisi değil veya en büyüğü değil ama kesinlikle en bilinenidir. Şehre gelen turistlerin görmeden dönmemesi gereken yerlerin başındadır. Tıpkı Kızıl Meydan gibi.
Sanılanın aksine Moskova’da metro kullanımı çok zor değil. Artık metro haritaları 2018 itibarıyla, hem Kiril de Latin harfleri ile yazılıyor. İlk gittiğim yıl tamamen kiril alfabesiydi. Artık ingilice de yazıyor olması kolaylık.
İlk adım geniş cadde ve kaldırımlardaki kocaman bir kırmızı “M” harfini bulmak. İkinci adım bilet almak. Bilet almanızla maceranız başlayacak. Makinalardan ya da gişeden alabilirsiniz. Tek geçişlik bilet ya da 5,10,20 ve 60 kullanımlık bilet almanız da mümkün.
Turnikeden geçtiniz ve yürüyen merdivenlerle aşağıya inerken dünyanın merkezine seyahat ediyormuşsunuz hissi uyandırsa da aman siz renklere odaklanın. Zira bazen durak isimleri tavandan sarkan tabelalar, bazen duvarda, çok ender de olsa yerde yazılıdır. Bu durumda sizin gözünüzü dört açıp hat rengini ve yönünüzü tespit etmeniz gerekir.
Veee işte tren geldi. Tünelden önce rüzgarı, sonra sesi gelir. Az kalsın unutuyordum o garip kokuyu. Nasıl tarif edeceğimi bilemediğim ama Çarlığı deviren askerlerin, kalın Rus kitaplarının, votkanın, buz gibi yağan karın, babuşkaların naftalin kokan paltolarının hepsinin karışımı bir koku… Gülmeyin, gerçekten tuhaf bir kokusu var. Neyseee konudan sapmayayım şu metroya bineyim.
Artık metrolarda İngilizce anons yapıldığından bir nebze kolay ama durakları saymak her zaman en iyi yöntemdir. Ayrıca anlamayacak olsanız da anasonsa kulak kabartın.
Nedeni ise merkeze işe gidilir bu erkeğin görevidir. O yüzden erkek seslenir. Merkez dışına eve dönülür ve evde sizi anne veya eş bekliyordur. O yüzden kadın seslenir.
Metrodan çıkarken de dikkat etmeniz gereken tek bir tabela var “çıkış” yani “выход” Fakat metro istasyonlarının çoğunun birden fazla çıkışı var. Şehir merkezindeki Kitai Gorod gibi yoğun istasyonların 15’e kadar çıkışı olabiliyor. Ama çıkışlar numaralandırılmış ve turistik yerleri gösteren tabelalar da var.
İstasyon duvarları çevresinde ayrıca otobüs, tramvay ve troleybüs numaralarının yer aldığı toplu taşıma duraklarına yönlendiren tabelalar da göreceksiniz. Buna rağmen kaybolacaksınız ama telaş etmeyin inanın Moskova metrosunda kaybolmak muhteşemdir.
Yürüyen merdivenler baş döndürücüdür. Bu mecazi anlamda değil gerçek anlamında insanın başını döndürecek kadar hızlıdır. Böyle olmasının sebebi daha önce de söylediğim gibi çok derin olmasından kaynaklanıyor. Aslında en derin metro istasyonu rekoru St. Petersburg şehrindedir. Ona ulaşmak için 86 metre derine 6 dakikada inilir. Daha da derini Kiev’de.
Hadi bindiniz gideceğiniz durakta da indiniz diyelim derin bir nefes alacaksınız. Haritaya bakıp büyük ihtimalle içinizden hafiften söveceksiniz de. Bu çok normal çünkü 16 değişik renkle tanımlanmış hatlardaki durak sayısı 232 ve uzunluğu 380 km’ ye ulaşmış durumda. Belki ben bunu yazarken çoğalmıştır bile.
İlk gözünüze çarpan renk kahverengi olacak. Kendisi bir çember şeklinde ve bütün hatların aktarmasında kullanılır.
İşte bu hat bir hikayeyle anlatılır; Stalin metro haritasının üstüne kahve fincanını koymuş ve bir çember çizip inşaatı başlatmıştır. İşte bu hat o yüzden Stalin’in kahvesinin rengini temsilen kahverengidir. Adamın kahverengi kalın üniforması bir tek benim gözümün önüne gelmiş olamaz değil mi? Diğer rivayet ise kahvesinden bir yudum alan Stalin öylesine fincanı koyar ve orada bir iz oluşur bir Allah’ın kulu da o izi silmeye cesaret edemez ve kahverengi hat öyle oluşur.
Sizce hangisi doğrudu ?
Nihayet Moskova’nın en en güzel istasyonlarını anlatmaya sıra geldi.
Türkçesi devrim meydanı olan istasyon en işlek duraklardan biridir. 1917’deki Sovyet Devrimi’nin kahramanlarını temsil eden çiftçi, işçi, sporcu, pilot, kadınlar, çocuklar olmak üzere 80 adet bronz heykel barındırır.
Heykeller arasında devriye köpeğinin burnu, kız öğrencinin ayakkabısı, askerin tabancası ve horozun başı gibi kısımlara dokunulmasının kişiye şans getireceğine inanılıyor. O yüzden rengi bile değişmiş. Çekinmeyin siz de dokunun ama unutmayın sol elinizle.
Bu istasyonda eski Sovyetler birliğini oluşturan kültürlerin Özbek, Kazak, Ukrayna gibi ülkelerin geleneksel danslarını gösteren kabartmalar bulunur. Göz kamaştıran kabartmalar sizin için tiyatroyu anımsatacağından bir ipucu niteliğindedir. Dışarı çıkmak istemeyeceksiniz benden söylemesi.
İpucu ne mi, elbette dünyanın en büyük tiyatro kurumu olan Bolşoy Tiyatrosuna bu duraktan gideceğinizdir.
Şehrin en işlek istasyonlarından biridir.
Bu istasyonu ilginç yapan Almanlar tarafından ciddi şekilde tahrip edilmiş olması değil. 1953 yılında atom bombalarına bile karşı koyacak şekilde yeniden inşa edilmesi.
Beyaz işlemeli duvarları ve avizeleriyle göz kamaştırcı iç yapısının yanısıra caddedeki çıkışı Sovyet kızıl yıldızı şeklindedir. Belki bu da Almanlara bir göndermedir kim bilir? Ayrıca Savunma Bakanlığı ofisi hemen yanında bulunduğu için herhangi bir olay durumunda askeri yetkililer için acil durum sığınağı olarak hizmet verebilir.
Elektrozavodskaya, iyi aydınlatılmış iç tasarımı nedeniyle en bilinenlerden biridir.
Bu tren istasyonu ismini aslında yakınında bulunan elektrik ampulü fabrikasından alıyor. Kubbe yapısının köşe nişlerinde elektrik ve elektrik mühendisliğinde 6 önemli öncüyü temsil eden 6 madalyon bulunuyor.
Bu istasyon bana göre en güzel listesinde 1 numarada. Neden ilk sıraya bunu yazmamışım, sanırım birinciyi seçmekte zorlanmak bu olsa gerek.
Mozaiklerden birinde halka konuşma yapan Lenin görülür. Beyaz mermer sütunlarla desteklenen heybetli sarı barok tavanı görünce ağzınızı zor kapatacaksınzı. Gerek tavandan sarkan avizeler gerekse mozaikler müthiştir. Sarayda mı yoksa bir metro durağında mısınız kestirmek zordur.
Tavan ve sütunlardaki mozaikler yer yer altın olup askeri resmi geçitleri ve tarihteki ünlü Rusları konu alır. Bu durak adını Komünist Gençlik birliği Komsomol’ dan almıştır.
Moskova’nın en derin metro istasyonu ve 84 metre yer altı derinliğiyle dünyanın 5. en derin istasyonudur! Rusya’nın büyük zaferlerine adanmış. 1812 Fransız İstilası’nın
giriş platformunda ve II. Dünya Savaşı’nın zaferini de çıkış platformunda mozaiklerinden de görebilirisiniz.
Adını eskiden Rusya’ nın bir parçası olan Ukrayna’nın Kiev şehrinden alır. Rusya ile Ukrayna arasındaki işbirliği ( artık kalmayan ) temsil eden bir istasyondur ve sütunlardaki mozaikler iki halkın gündelik yaşamını betimler.
Bu istasyonun tasarımı Ukrayna’da düzenlenen bir yarışma sonucunda seçilmiş. Hakkaniyet deyince de Ruslar!
Adını yakınındaki Beloruski tren istasyonundan alır. Ayrıca bu istasyon Avrupa yönüne ve şimdilerde adı Belarus yani Beyaz Rusya olan bölgeye giden trenlerin kalktığı terminale gidiş yeridir.
Ayrıca Sheremetyevo Havalimanı, AeroExpress’ e götüren trene de burdan binebilirsiniz o yüzden bu istasyonu not almayı unutmayın!
Diğer istasyonlardan farklı olarak heykel ya da mozaik yerine vitraylarla süslüdür. Sanki zarif bir su altı sarayına adım atmışsınız gibi hissettirebilir.
Burası 1938 den bu yana hizmet verir. Moskova nehri yakınında ve adı büyük yazar Maksim Gorki’ ye adanmış Gorki Parka yakındır. Bu yüzden beyaz mermer madalyonlarda buzda kayan, kitap okuyan, satranç oynayan ve dans eden insan resimleri ile doludur.
Bu istasyon yapılırken parka yakın olduğundan gündüz çalışma yapılmamış sadece gece kazma işlemi yapılmış. Bir de Ruslara kaba derler, günahlarını almayın çok ayıp…
Moskova nehrinde tekne turu yapacaksanız bu durağa gelip parka yönelmelisiniz. Moskova’da gezilecek yerleri içeren yazımın linki de aşağıdadır.
Yapıldığı yıllarda Uçaksavar Savunma Gücü’ nün sığınağı olarak kullanılmış. Geniş koridorları, paslanmaz çelik ve mermer sütunları ile göz kamaştırır. Savaşta Stalin’in general ve partililere buradan konuşma yapması ile ünlüdür.
Tavan nişlerindeki uçak ve spor sahneleri ile katedrali andıran bir yerdir. Uzun, geniş bir istasyon olup tavan bölmelerinin her birinde “24 saatlik Sovyet ülkesi “ teması görülür. En çok fotoğraflanan istasyonlardan biri olduğu gibi uzman mimarlarca en güzel istasyon olarak nitelendirilir.
Aklıma gelmişken metroda fotoğraf çekmek serbesttir.
Bu istasyonun tek özelliği değerli şairimizin Nazım Hikmet’in mezarına bizi götürecek olmasıdır.
Genel tasarımı oldukça lüks ve bol süslemelidir. Burada pembe ve beyaz mermerler, dev avizeler ve bronz süslemelerle çevrili tavan mozaiği göreceksiniz. Bu istasyona dair kendime aldığım not şöyle; çıkıştaki yuvarlak hol muhteşemdi!
Genel olarak evet, ancak unutmayın, büyük bir yerdesiniz ve çok kalabalık olabilir. Bu yüzden her zamanki tedbirli yöntemlerinizi kullanın; bu tür yerlerde her zaman olduğu gibi yankesiciler olabilir.
Tek seferlik bilet 55 RUB’dir. Bu bağlantılı duraklarda bir daha bilet almadan gezmenizi sağlar. St. Petersburg’un tersine jeton değil kart şeklindedir.
Metroyu kullanmanın en ucuz yolu Troika yeniden yüklenebilir kart satın almaktır. 50 rubleye alacağınız bu kartta kalan bakiye olursa nakit geri de alabilirsiniz. Her kullanımda kartınızdan 36 RUB düşer ve sonraki 90 dakika içinde 20 RUB ek ücret ödeyerek otobüse, tramvaya da geçebilirsiniz. Ayrıca Aeroexpress biletlerinde de kullanılır yani havalimanina gidip gelirken işe yarayacaktır.
Şu kısa bilgilerden sonra size son olarak söylemek istediğim lütfen Moskova’da metroda kaybolunuz.
Yazım hoşunuza gittiyse diğerlerini de okumak isteyebilirsiniz. Hatta gaza gelip youtube kanalıma şuradan gidip beni takip edebilirisiniz. İnstagramda takip etmek isterseniz de şurayı tıklayarak beni sevindirebilirsiniz.
Sevgiler, До свидания ! Da svidanya !
Rusya’ ya gitmeden önce bilmeniz gerekenler
Suç ve Ceza romanının içinde yürüyoruz / St. Petersburg
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.