
Tunus, Kuzey Afrika’nın en kuzeyinde Akdeniz’in kıyısında, zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle bilinir. Berberiler, Fenikeliler, Yahudi topluluklar, Roma, Araplar, Osmanlı ve Fransız kültürleriyle tanışmış topraklar burası. Akdeniz’in mavi kıyılarından zeytinliklere uzanırken, güneye inince Sahra Çölü’nün vahalarıyla karşılaştığımız ülke!
Kartaca’nın antik kalıntılarını, Sidi Bou Said’in mavi-beyaz evlerini, Matmata’nın mağaralarını, rengarenk çarşıları ve değişik yemek kültürünü anlatacağım. Yani renkli ülke Tunus’ u tanıyacağız. Umarım gidecek olanlara bir rehber olacaktır.
Yavaştan başlayalım isterseniz. Tunus’ a gitmeden önce ülke hakkında pek de bir bilgim yoktu. Çalıştığım dönemlerde Sfax, Souesse, Bizerte gibi limanlarına çokça giden gemimiz vardı. Genelde denizcilikte taşınması en zor yüklerden biri fosfat, bilinen adıyla gübreyi buradan taşıdığımızı anımsıyorum. Ama o dönemlerde benim için sadece birer liman isimleriydiler. Pek tabii eskiden gazetelerde tur firmalarının reklamlarında mavi beyaz sahil kasabalarından Hammamet’e 4 gece 5 gün turlar gördüğümü de anımsıyorum. Sonra bir ara bir terör saldırısıyla adı bombalama haberlerine çıktı. Arap baharını başlatınca farklı bir yüzünü gördük. Geçen yıl aldığım mitoloji dersinde ise “Aeneas’ ın yolu efsanesi” konusu işlendi. Bir baktım onun yolu TUNUS’ tan geçiyor. O gün o derste aklıma koydum, neden gitmiyorum ki dedim.
Her ülke için yaptığım, artık bir klasiğim olan – Tunus hakkında ne biliyorum- listem işte o gün o derste oluştu. İşte benim listemde şunlar yazılıymış.
Biz biletimizi TunusAir’ den aldık. İnternet üstünden satın aldığımız bilet 20 kg x 2 bagaj hakkı ve ayrıca kabin bagaj hakkı içerdiği gibi yemek de veren bir havayoluydu. Yaklaşık 3 saat uçuşla TunusAir ile başkente vardık. Fiyatı 295 USD idi. ki bence pahalıydı.
Önemli not : İstanbul Yeni havalimanından kalkan uçağa dönüş biletiniz yoksa alınmayacağınızı bilmelisiniz.
Ülkeye bir şekilde ulaştıysanız ehh hemen Tunus dinarı lazım olacak. Euro, Amerikan doları her yerde bozdurulabilir. Havalimanında az miktar bozdurmak her zaman avantajdır. Alanda birkaç büro vardı ve onlar arasında bile fiyat farkı vardı. Büyük şehirlerde ise çokca döviz bürosu var.
Ülkede gezdiğimiz 12 gün boyunca fiyat aşağı yukarı aynı kaldı ve üzülürek söylüyorum paramız her yerde pul artık.
Önemli not : Para bozdurduğunuzda verdikleri kağıtlardan en az birini saklamalısınız. Çünkü dönerken elinizde Tunus dinarı kalır da havalimanında onu tekrar dövize çevirmek isterseniz o evrakı istiyorlar.
Tunus’a ulaştık paramız da oldu o zaman harcamaya internetten başlayabilirsiniz. Havalimanına iner inmez bizim gibi yapıp Orange markasından hat alabilirsiniz. 25 GB 32 TND idi o gün 448 TL yapıyordu. Daha azı ve çoğu da var, elbette kendi ihtiyacınıza göre alırsınız.
Kolaylık olan e-sim alternatiflerini inceleyebilirsiniz. Ben başka ülkelerde e-sim olan Airolo kullanmıştım memnun kaldım. Gitmeden önce kendi operatörünüzün şartlarını da kontrol edin, bazen onlar da avantajlı olabilir.
Ülke genelinde farklı şehirlerde her kalitede otel ve evde kaldık. Hepsinde wi-fi vardı ama hiç bir yerde doğru dürüst çekmiyordu. bize mi öyle denk geldi emin değilim ama lokal internet hatları iyi çekiyor. Lokantalar, kafelerde de vardı wi-fi onlar daha iyi çekiyor.
İnternetimiz aldık para cepte o zaman gezmeye başlayabiliriz. Bu paragrafta havalimanından merkeze ulaşım, şehirlerarası ulaşım ve şehir içi ulaşım detaylarını bulacaksınız. İnanın ülke ulaşım açısından hem kolay hem de zor bir ülkeymiş. İnsan okuyunca farklı, yaşayınca farklı oluyor. Ama elimden geldiğince detaylı anlatmaya çalışacağım merak etmeyin işinize yarayacak bilgiler olacaklar. Hatta bu yazı serisini Tunus geziniz öncesinde print alın benden söylemesi.
Taksi merkeze gitmek için birinci yöntem.ve 30 TND civarı tutuyormuş. Taksimetreyi açmaları konusunda ısrarcı olun.
Fakat ikinci bir yol da var, otobüsle gitmek. 35 ve 635 numaralı otobüs hatları, havalimanından şehir merkezine kadar gidiyor. Her 30 dakikada bir sefer yapmaktadır. Otobüsü durağı, havalimanından çıkar çıkmaz karşınızda, yaklaşık 300-400 metre önünüzdedir. Havaalanındaki yerel halka durağın yerini sorabilirisiniz. Hoş onlar da illa ” only taksi ” diyor ama şayet öyle çok keyfinize düşkün değilseniz ve ekonomik gezen biriyseniz işte size benden tüyo sadece 1 dinara otobüsü kullanın.
Bir otobüs yolculuğu 25 dakika sürer. Otobüs terminali, Tunus’un merkezindeki Habib Bourguiba Bulvarı’na yakındır. İndiğiniz yeri şaretleyin çünkü dönerken de otobüs ana durağı orasıdır.
Taksi: Şehir içinde gezerken de genelde halkın taksi kullandığına şahit olduk. Tunusluların kullandığı bir app. varmış bir de bolt uygulaması kullanıyorlarmış. Fakat bizim tecrübelerimize göre taksilere binince taksimetreyi açın lütfen demek en iyisi. Açılışı 0.930 dinardan yapıyorlardı ve ucuza geliyordu doğrusu. O kadar çok taksiye bindik ki hepsiyle de farklı şeyler yaşandı. Mesela kuruşuna kadar parayı isteyen ve para üstünü kuruşuna kadar verenler, ısrarla taksimetreyi açmayananına kadar. Bazıları ortak taksi şeklindeydi yani siz biniyorsunuz aynı yöne giden başkası varsa o da biniyor ve kişi başı para alınıyordu. Bunu Tataouine şehrinde yaşadık. Otogardan merkeze gidecekken bir kadın daha bindi ve kişi başı 2 dinara verdik.
Otobüs : Belediye otobüsleri başkent ve diğer şehirlerde var ve oldukça kalabalık aynı zamanda ucuzdur. ( 1 dinar civarında) Biz otobüsü iki kez kullandık biri Sidi Bou Said şehrine gidişimizdeydi. Otobüs Tunis’ te Terminal Tunis Marine denilen yerden kalkıyor. Hatta oradan tren de kalkıyor ama saatleri az o yüzden sık kalkan 347 numaralıya atlayın gitsin. Biletinizi saklayın çünkü ordan dönüşte Cartage harabelerine giderken de belediye otobüsüne binince gösterdik tekrar para ödemedik. Cartage’ den Tunis’e dönerken de aynı bileti gösterdik yine para almadılar. Açıkcası biz gidiş dönüş 1 dinar otobüs bileti diye düşündük ama emin de değiliz.
Bir dahaki belediye otobüsü deneyimimiz Matmata şehrinde oldu. Sabah erken Eski Matmata’dan yeni Matmata’ya giden 09.00 da bir otobüs var. Ona bindik ve taa Gabes’e kadar gittik.
Başkent ülkedeki ilk şehrimiz olduğundan oradan bir diğerlerine geçmemiz gerekiyordu. Şehirlerarası ulaşımda da farklı yöntemler olduğunu gördük. Uçak büyük şehirler arasında çalışıyor. Djerba adasına giden turistler daha çok kullanıyorlar sanıyorum zira oldukça pahalıydı.
Otobüsler de öyle büyük şehirler arasında çalışıyor daha doğrusu galiba uzun yol mesafelerde daha fazla tercih ediliyor. Tren ise başkent ve Sousse ve Sfax arasında varmış, mış diyorum çünkü inanın kimseden bilgi alamadığımız gibi yeltenmedik bile.
Nedeni ise louge diye yazılan luaj diye telafuz edilen 8 kişilik minibüslerdi. Bu araçlar yolcusu dolunca kalıyorlar ve oldukça hızlılar ancak çok da konforlu değildirler. Hani konfor arayanınız varsa diye belirtmek istedim. Bu araçların kallış noktaları şehre bazen çok yakın bazen de uzaktı. Her şehir yazısının içinde harita üstünde yerlerini belirteceğim. Örneğin başkentten Sousse, Bizerte’ye aynı yerden kalkmıyor.
Sousse için Moncef bay Louge Station, Bizerte için Bab Saadoun, Hammamet için ise Bab Aliwa Louge Station’ a gitmeniz gerekiyor.
Tam yeri gelmişken bizim yolculuklarımızın ücret ve saatlerini de listeyeyim belki size bir fikir olur.
Şehirlerarası ulaşımlara kişi başı 185 TND vermişiz, yani 2585 TL yapıyor. Arada taksilere de bindik toplam 84 TND kişi başı 28 TND yani 400 TL harcamışız. Toplamda kişi başı ulaşımlar için harcamamız 3000 TL yani kabaca 70 USD yol paralarına harcamışız.
Her gezide olduğu gibi biz Tunus’ta da booking üzerinden sadece ilk gideceğimiz şehir için rezervasyon yaptık. Diğer şehirlere de gidince kapıdan bakıp yeri seversek, fiyatta anlaşırsak kalırız diye planladık. Nispeten de planımız işledi.
İlk iki gün için başkentte bir ev kiralamıştık fakat biz İstanbul havalimanına gittiğimizde bir mesaj geldi. Ev sahibi diğer müşterimin uçağı rötar yaptığı için evi boşaltmadı sizi konuk alamayacağım, dedi. Olan olmuştu o yüzden uçağa binip gittik ve daha ilk dakikadan sırtımızda çantalar bilmediğimiz bir şehirde otelleri gezmeye başladık. Allahtan daha önce işaretlediğim bir otel ismi vardı. Fakat orda da yer yoktu, resepsiyonist beyfendi bize bir başka oteli önerdi. İki gece orada kaldık. Tunus gezisine başlar başlamaz bunu yaşayınca insanın canı sıkılıyor ama fazla da takılmadık.
TUNİS : İlk iki gece Hotel Oamara’ya ve ülkedeki son iki gecemize Hotel Suisse’ de geçirdik. İkisi de aynı fiyattı toplam dört gece için kahvaltı dahil 1 kişi 4400 TL ödedik.
Sousse‘de şehrinde eski tarzda, yenilenmiş lüks sayılabilecek bir evde kaldık. O evde bizden başka kalan olmadığından koca konakta şahane iki gece geçirdik. Kahvaltı dahil 1 gece için Dar Baaziz ‘e kişi başı 757 TL ödedik.
Kayravan‘ da bir otelde kaldık ama ortak tuvalet banyosu olan bir yerdi. Orta derecenin de altında olsa da işimizi gördü çünkü tertemizdi ve güleryüzle karşılanmıştık. Ayrıca konum da güzeldi. Kahvaltı yoktu fiyat ise komik derecede ucuzdu, Hotel Ettaoufiq’ e 1 kişi 285 TL ödedik. Paradan sayılmaz da hadi hesaplara girsin.
Matmata şehrinde yer altında bir mağara otelde kaldık. Burası da muhteşem bir yapıydı üstelik eski Matmata’nın tam merkezindeydi. Les Berberes isimli bu otelde kişi başı 1400 TL kahvaltı, akşam yemeği dahil ödedik.
Tataouine‘ de merkezi bir yerde bu kez sıradan ama sessiz, temiz bir otelde kaldık. Hotel el Ghazel kahvaltı dahil 1 kişi 570 TL için ödedik.
Djerba adasında ise 500 yıllık tarihi Osmanlı’ ya dayanan eski bir kervansaraydan dönüştürülmüş bir otelde kaldık. Oda çok tatlıydı kahvaltı vardı. Merkezde olan Arisha otele 1 kişi için 785 TL ödedik.
Toplam konaklama maliyetimiz : 1 gecemiz otobüste 11 gece otelde geçti. 8200 TL yani 585 TND yani 195 USD yani kabaca geceliği 18 USD ödemişiz. Biz çok lüks aramıyoruz ama yine de iyi yerlerde kalmaya gayret ediyoruz. Bu ülkede hostel olayı tam oturmamış zannederim. Ben bulamadım sadece başkentte vardı ama onu da beğenmedim, azıcık fazlasıyla otelde kaldık.
Önemli not : Ülkeye girişte kalacak yer rezervasyonu mutlka soruluyor. Evrak şeklinde ya da telefondan teyit yazısını görmek istiyorlar. Olmazsa ne olur hiçbir fikrim yok doğrusu ama temkinli olmak iyidir, siz yapın rezervasyonunuzu.
Biz, sürekli biz diyorum çünkü 3 kadın olarak tüm ülkeyi sadece bir şehri 12 gün gezdik. Aslında daha fazlası ya da daha azı da planlabilirdi. Bu seçim kişinin ilgi alanı, zaman ve bütçeye bağlıdır. Ben bu süreyi görmek istediğimiz yerlere göre belirdim. Hem tarih, hem kültür gezisiydi istediğimiz. Şimdi aşağıda bizim gezi planımızı ve iki tane daha alternatif planı bulacaksınız.
Biz listemizi yaparken sadece Tazouer şehrini es geçtik çünkü üçümüzde çölde kalmıştık, hurma ağaçlarının tillağını Medine’de gezmiştik eh dedik orası da eksik kalsın. Bu demek değildir siz de gitmeyin. İşte o yüzden detaylı gezi severler için buyrunuz size uzun rota listesi geliyor.
Toplam 16 günlük bu gezi planı ile tüm ülkeyi hatta Tunusluların bile gezmediği yerleri görmüş olursunuz. Benim bu söylediğim gece sayılarını şehirler arası araçların kalkış saatlerine göre belirlemeniz gerekecektir. Dolayısıyla tamı tamına bu sayı tutmayabilir ama 1 gece ilave isteyebilir daha azı ise tüm Tunus’u gezeyim derseniz 10 günden azı mümkün değildir.
Araç kiralayarak tüm ülkeyi gezmeniz çok daha kolay olacaktır. Elbette bir maliyet gerektiriyor. Bu işin farklı bir boyutu ama size fikir olması açısından Tunus’ta baştan başa görülmesi gereken yerleri listemiş oldum. Çok uzun derseniz buyrunuz kısa rota geliyor.
Başkent Tunus 2 gece şehir gezisi ve Sidi Bou Said, Kartaca harabeleri gezisine yeterlidir. Sonra Sousse’ de kalınabilir böylece El jem, İslam şehri Kayravan’ ı görebilirsiniz. Dönüşte 1 gece yine Tunis’te olmak üzere 5 gece bu kısa geziye yeterlidir. Böylece Hammamet’e git gel yapabilirsiniz. Bu genelde turistleri turların gezdirdiği rota zaten. Bu rotayı araç kiralayarak yapabilirsiniz. Lokal vasıtalarla da bu rota pek ala çıkarılabilir. Biraz hızlı olur ama yapılır merak etmeyin.
Baguette Farcie (telaffuzu: bag-ette far-see ): tek seferde pişirilen bir sandviçtir. Et ve sebzeler çiğ bir hamur parçasının üzerine serilir. Hamur daha sonra iç malzemelerin üzerine katlanarak tamamen kaplanır ve fırında pişirilir.
Ayrıca fırınlarda bizim de baget olarak bildiğimiz ekmekten yapılıyor. İnsanın aklına Fransaya burdan mı gitti ordan mı geldi diye bir soru geliyor. Farklı cevaplar bulsam da değişik bir bilgiye de ulaşınca sizle paylaşmak istedim.
Basit bir ekmek gibi görünse de baget, Tunus’ta aslında siyasi çalkantılarla dolu bir geçmişe sahiptir. Fransızlar 1881’de Tunus’u sömürgeleştirdi ve çiftçileri sert buğday yerine yumuşak buğday ekmeye zorladı. Bu da baget üretimi ve tüketiminde büyük bir artışa yol açtı. İşçilerin artık uzun öğünler için vakti kalmadığından baget, hızlı ve kolay bir şekilde hazırlanıp yenildi. 2011 yılında Tunus’ta başlayan Arap Baharı’nın da simgesi haline geldi. Buğday da dahil olmak üzere ürünlerin fiyatları arttıkça, Tunuslular enflasyonun yükü altında ezilmeye başladı. Haysiyet ve daha iyi bir yaşam kalitesi talebini simgelemek için protestolara baget getirdiler.
Fricassé (telaffuzu: free-ka-say ) küçük kızarmış ekmeğe ton balığı, patates, yumurta, soğan, zeytin ve acı soslar sürüyorlar. Acılı mı , baharatlı mı istediğinizi sorsalar da bildiklerini okuyorlar. Ton balığıyla yumurtayı aynı anda sandviç içine yanlışlıkla yazmadığımı belirtmek isterim. Bizim pek de tercih etmeyeceğimiz bir şey olsa da ülkede her şeye tın balığı ve yumurta koymak gibi bir durum sözkonusu. hani olur da alerjiniz vardır filan aman dikkat !
Ojja – Yerel sosislerden adına mergez diyorlar, deniz ürünlerine kadar farklı versiyonları bulunan bir çeşit domatesli yahni. Nabul diye bir şehirde yan masada yiyenlere bu ne diye sorduğumda söylediler. Ekmek banıp tadına baktım güzeldi. Menülerde görürseniz bir deneyebilirsiniz.
Kuskus – Mağrip’in yıldız yemeği olarak bilinir. Tunus versiyonu çok acı demişlerdi ama bize fazla acısı denk gelmedi. İnce bulgura et, tavuk eklenmesiyle yapılan bir yemek.
Maklub (telaffuzu: mock-loob ) Pizza hamuruyla yapılan, ardından sebzeler, et genellikle tavuk, mayonez ve tabii ki harissa ile katlanan bir sandviçtir. Genellikle yanında patates veya patates kızartması ile servis edilir.
Chevrette (telaffuzu: shev-rette ), meze olarak tek başına veya sandviçte iki dilim ekmek arasında servis edilebilen minik karideslerdir.
Escalope (telaffuzu: ess-call-ope ), bir yemek türünden ziyade et pişirmenin bir yoludur. Ancak, bir restoranın menüsünde sık sık “escalope” ifadesini görürsünüz. Escalope anladığım kadarıyla kuşbaşı et – tavuk kavurmasını ekmek arası ya da tabakta servis etmek demek.
Tajin (telaffuzu: tah-jean ) aslen bir Fas yemeği olsa da Kuzey Afrikanın her yerinde var. Tajin, kırmızı kilden yapılmış iki parçalı bir pişirme kabının ismi aslında. Alt kısmı yemeği koyduğunuz düz bir kaptır, üst kısmı ise üstünde bir delik bulunan büyük, koni şeklinde bir baca gibidir. Genellikle patates, havuç ve etten oluşan malzemelerle yapılan bir güveçtir.
Brik – Tunus’un en popüler atıştırmalığı, genellikle yumurta et, patates ve sebzelerle veya ton balığıyla doldurulmuş kızarmış hamur işidir. Türkçe’den geçmiş bir isim bildiğiniz börek gibi bi şey. Ama iyi yerde yemenizi öneririm. İyi yer önerisi isterseniz öyle isim isim veremeyeceğim ama Djerba adasında yahudi İshak’ ın yeri meşhurmuş. Gitmeden önce notumu almıştım fakat gidemedim. Merkezlerde birkaç kez yedik. Kriterimiz en azından masalar temiz olsun, kızarttıkları yağ motor yağı gibi kokmasındı. Siz de öyle yapın içiniz rahat etsin.
Kafteji – Yine adını Türkçe’den alan bir yemek. Bildiğiniz köfte ama içinde köfte yok sadece adı benziyor. Esasen kızarmış patlıcan, biber, patates, domates, kabak karışımdı. Genellikle garnitür olarak servis edildiğini düşündürdü bence vejetaryenler için bir seçenektir.
Lablebi, kökeni Türkçe’ye dayanan bir diğer Tunus yemeğidir. Leblebi burada olmuş nohut. Efsaneye göre, lablebi, kitlelere hazırlaması hem kolay hem de ucuz olduğu için Osmanlı askerlerine servis edilirmiş. Genellikle güveç olarak tüketiliyor. Bir derin kabın dibine küçük ekmek parçaları atıyorlar sonra üstüne çeşitli soslar ekliyorlar. Bir yanda kaynamakta olan salçasız dümdüz nohut haşlamasından bir iki kepçe sulu alıp tasa döküyorlar. Üstüne yiyecek olan kişi yine küçük ekmek parçalarından doğrayıp hepsini karıştırıp yiyor. Bildiğiniz papara gibi mama gibi bir hal alıyor. Pek iç açıcı gelmediğinden denemedik bile.
O kadar çok tatlı seviyorlar ki her Arap, gibi o yüzen muhtemelen eksik anlatıyorumdur. Aşağıdakilerle yetinelim ve umarım gidecek olanlar daha fazlasını tatma şansını bulurlar.
Bambaloni– (telaffuzu: bomb-bah-loh-nee ) Bambaloni, içi boş bir donut gibi kızarmış bir hamur halkasının şekerle kaplanmasıdır. Kızartma tavasından yeni çıkmış, sıcak ve tazeyken muhteşemdir. En meşhuru Sidi Bou Said’ de.
Makroudh Mekrud (telaffuzu: mah-kroo-dth ), kökeni Kayravan‘ a dayansa da Tunus medinelerinin her köşesinde bulunabilen bir Tunus kurabiyesidir. Arapçada mekrud “elmas şekli” anlamına gelir ki bu da oldukça yerindedir. Çarşılarda özellikle Tunis medinasında gelip geçerken tatmamız için uzattıklarında hiç çekinmeden aldık. Güzeldi o an için insanın tatlı ihtiyacını gideriyor. Her şehirde sıkça rastladık bu tatlılara.
Nane çayı: Genellikle yanında badem, kaju fıstığı vb. kuruyemişlerle servis edilmesidir. Kuruyemişleri sıcak çayınıza atın ve yudumlarken fincanın dibinde bekletin. Çayınızı bitirdiğinizde, çayla tatlandırılmış kuruyemişli bir atıştırmalık hazır olur. Tunus nane çayı genellikle çok tatlıdır ve büyük miktarlarda üretildiği için şekersiz çay bulmak zordur. Bizim gibi yapıp yanınızda lipton götürüp sıcak su isteyebilirsiniz.
Unutmadan ülkede çeşme suyu içilmediği gibi biz paket suların da tadının bir tuhaf olduğunu düşünüyoruz.
Yemek isimlerini yazarken Türkçeden geçen isimlerden bahsedince aklıma geldi de ülkenin tarihine de bir bakış atmak lazım. Netice de iyi bir gezgin yabancı bir yere giderken oranın tarihini öğrenmelidir. Ki bu ülke Tunus ise dünya tarihine oldukça önemli izler bırakmış topraklardasınız demektir. Merak etmeyin fazla derine inmeyeceğim de hafif bir anlatım gerekiyor.
Lübnan’dan milattan önce bu kıyılara yerleşen Fenikeliler ile tarihi başlar. MÖ 814 yılında ise efsanevi kraliçe Dido tarafından kurulan Kartaca, kısa sürede Akdeniz’in en güçlü ticaret imparatorluklarından biri haline gelir. (detaylar Kartaca harabeleri başlığında yer alacak ve bu bir mitolojik hikaye de olabilir )
Kısa bilgi : Akdeniz’ de Marsilya, Cadiz, Cartegena, gibi birçok liman şehrini kuranlar Fenikelilerdir. Dünyaya hediyeleri ise alfabe ve mor rengin icadı olmuştur.
Bir zamanlar antik dünyanın en büyük güçlerinden biri olan Kartaca Kuzey Afrika kıyıları boyunca, Akdeniz adalarına ve Güney İspanya’ya yayılmıştır. Tarih sahnesine Hannibal gibi muhteşem bir adamı hediye etmiştir.
Sonra kıtada Roma Dönemi (MÖ 146 – MS 439) başlamış. Romalılar, bölgeye zenginlik ve altyapı getirmekle kalmamış; sayısız şehir, amfi tiyatro (El Jem gibi, aşağıda ayrı başlıkta göreceksiniz ) ve su kemeri inşa etmişler. Aynı zamanda bölgede Hristiyanlık da yayılmaya onlarla başlamıştır.
Sonra başka başka dönemler gelmiş oralara girmeyeceğim ve biz geliyoruz, biz dediğim de Osmanlı Devleti.
Osmanlı Devleti, Tunus’u ilk defa 1534 yılında Barbaros Hayrettin Paşa ile topraklarına katmıştır. Birkaç defa el değiştiren bölge 1574 yılında ele geçirilmiş ve 300 seneyi aşkın bir süre Osmanlı hâkimiyetinde kalmış.
Tabii her hükümranlığın da bir sonu var. İbn Haldun’un da dediği gibi “Devletler insanlar gibidir, doğar büyür ve ölürler.” Osmanlı Devleti’nde görülmeye başlayan duraklama belirtileri, Tunus’ta etkili bir şekilde görülmeye başlamış.
Sonra Fransızlar gelmiş ve nihayetinde Tunus, 20 Mart 1956’da Fransa’dan bağımsızlığını kazanmıştır. Yakın Tarihte de; 2011 yılında “Yasemin Devrimi” olarak bilinen halk ayaklanmasıyla Arap Baharı’nın fitilini ateşleyen ülke olmuşlardır.
Yasemin çiçeği : 16. yüzyılda Endülüslüler tarafından ithal edilen yasemin, Tunus’un ulusal çiçeği haline gelmiştir. Uluslararası medyada bu isimle anılmasının sebebi, Tunus’un en bilinen çiçeğinin yasemin olmasıdır. Yerel halk ise buna Tunus devrimi veya onur devrimi diyor.
Tunus hakkındaki bu ilk yazım olsun. Diğerleri de şehir şehir gelecek anlatacak çok şey var. Tarihler, kültürle yoğrulmuş bir ülkeyi anlatmak zor olacak o yüzden siz de bana bir destek olup sayfama abone olsanız ne güzel olur. Hatta diğer sosyal medya hesaplarından da takip etseniz sevinirim.
Youtube : pustoodunya
Tunus gezilecek yerler, ulaşım, konaklama ve yeme-içme haritası burada
Başkent Tunis, Sidi Bou Said, Kartaca harabeleri hakkında yazılar burada
Matmata ve Tataouine hakkında yazılar burada
Sousse, El Jem, Kayravan ve çevresi hakkında yazılar burada
Djerba adası ve Bizerta yazıları ise burada
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.
1 Comment
O kadar açıklayıcı olmuş ki , gitmek isteyenlere harcayacakları parayı bile hesaplayacak kadar bilgi vermişsin. Biz bu kadar açık bilgi veren bir gezi yazısı bulamamıştık